Aralık 22, 2024

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), ‘İsrail’e destek vermek ve gerekirse ezici bir savaş gücü sağlamak’ amacıyla USS Gerald. R. Ford’un ardından USS Dwight D. Eisenhower uçak gemisini de Doğu Akdeniz’e gelmek üzere yola çıkardı

ABD Filo Kuvvetleri Komutanlığı, Virginia’daki Norfolk Donanma Üssü’nde konuşlu Nimitz sınıfı uçak gemisi USS Dwight D. Eisenhower’ın Akdeniz’e gelmek üzere yola çıktığını duyurdu. Komutanlığın internet sitesinden yayınlanan açıklamada, USS Dwight D. Eisenhower’ın beraberindeki taarruz grubu ile birlikte yeni bir konuşlandırma için 14 Ekim’de limandan ayrılarak ABD Avrupa Komutanlığının sorumluluk alanına gönderildiği belirtildi. Açıklamada, taarruz grubunun komutanı Tuğamiral Marc Miguez ile USS Eisenhower’ın komutanı Albay Mitch McCallister’ın açıklamalarına da yer verildi.

Amiral Miguez, “Taarruz grubunu oluşturan her bir unsur, son birkaç ay içinde çok sıkı çalıştı. Şu an her türlü görevi desteklemek üzere deniz gücü getirmeye hazırız. Saldırganlığı caydırma ve gerektiğinde ezici bir savaş gücü sağlama hedefini paylaştığımız için varlığımız, şüphesiz müttefiklerimiz ve ortaklarımızla ilişkilerimizi güçlendirecektir.” ifadelerini kullandı.

Albay Mitch McCallister da “Başkan Eisenhower bir keresinde ‘Bir alay mevcutsa bir tepeyi almak için asla bir tabur göndermeyin.’ demişti. Taarruz grubunun amiral gemisi, saldırganlığı caydırmak ve dünya barışını desteklemek için ezici bir hava gücü sağlamaya hazırdır. Bu görev için sıkı bir eğitimden geçtik ve Donanma’nın 248’inci doğum gününü, Donanma’daki en iyi gemiyi denize göndererek kutlamaktan heyecan duyuyoruz.” diye konuştu.

KRUVAZÖR VE MUHRİPLER EŞLİK EDECEK

USS Dwight D. Eisenhower’a güdümlü füze kruvazörü USS Philippine Sea ile güdümlü füze muhripleri USS Gravely ve USS Mason’ın eşlik edeceği bildirildi. Taarruz grubu Akdeniz’e girdiğinde ise İtalyan Donanması’na ait Carlo Bergamini sınıfı ITS Virginio Fasan firkateyni, ekibe entegre olacak. ABD Filo Kuvvetleri Komutanlığının paylaşımında, taarruz grubuna ilişkin ilave şu bilgiler paylaşıldı:

“Taarruz grubu, ulusal güvenliğimizi desteklemek amacıyla Amerika’nın düşmanlarını caydırmak ve gerektiğinde yenilgiye uğratmak için üstün muharebe kabiliyeti sağlayan entegre bir muharebe silah sistemidir. Toplam 5 binden fazla denizciden oluşmaktadır. Taarruz grubunun konuşlandırılması, 248 yıllık güç, varlık ve korumayı işaret eden Donanma’nın doğum günü ile Başkan Eisenhower’ın 14 Ekim’deki doğum gününe denk geliyor. Bu görev, Donanma’nın ileride konuşlandırılmış, yüksek eğitimli ve Amerikan çıkarlarını denizde, karada ve havada savunmaya adanmış olma konusundaki tarihi ve uzun süredir devam eden taahhüdünü somutlaştırmaktadır.”

İSRAİL’İN GÜVENLİĞİNE SARSILMAZ BAĞLILIK

Diğer yandan ABD Savunma Bakanı Lloyd J. Austin de bir açıklama yaparak, “İsrail‘e yönelik düşmanca eylemleri ya da HAMAS’ın İsrail’e yönelik saldırısının ardından bu savaşı genişletme çabalarını caydırma çabamızın bir parçası olarak, USS Dwight D. Eisenhower Tararruz Grubu’nun Doğu Akdeniz‘e intikaline başlaması talimatını verdim.” dedi.

Bakan Austin’in açıklamasında, “ABD kuvvetlerinin duruşunda yapılan bu artışlar, ABD’nin İsrail’in güvenliğine olan sarsılmaz bağlılığını ve bu savaşı tırmandırmak isteyen herhangi bir devlet ya da devlet dışı aktörü caydırma kararlılığını göstermektedir.” ifadeleri yer aldı.

AKDENİZ’DE 180 UÇAK

Nimitz sınıfı bir uçak gemisi olan USS Dwight D. Eisenhower, 1977 yılında envantere girdi. 113 bin tonluk dev gemi, nükleer tahrikle çalışıyor. Gemi üzerinde yaklaşık 90 uçak bulunuyor. Gemi, 1980’de İran rehine krizi sırasındaki Kartal Pençesi Operasyonu’nda, 1990’larda Körfez Savaşı’nda ve daha yakın zamanda ABD’nin Irak ve Afganistan’daki askerî operasyonlarında görev yaptı. ABD, USS Dwight D. Eisenhower ve USS Gerald R. Ford Taarruz Grupları ile birlikte Akdeniz’e yaklaşık 180 modern savaş uçağı ve binlerce füze taşıyan bir filoyu göndermiş oluyor.

‘AMERİKA UÇAK GEMİLERİ İLE FAZLA BİR ŞEY ELDE EDEMEZ’

Emekli Tümamiral Deniz Kutluk, ABD’nin ikinci uçak gemisini de Akdeniz’e göndermesini Aydınlık’a değerlendirdi.

“Amerika; Akdeniz gibi dar bir alana uçak gemilerini sokarak fazla bir şey elde edemez. İran’a karşı İsrail’in istediği taaruuzu yaptığı takdirde de başarılı olma şansı düşük.” diyen Amiral Kutluk, şu ifadeleri kullandı:

‘GÜNDE 240 SORTİ YAPABİLİYORLAR’

“Uçak gemileri güç yansıtma araçlarıdır. Ancak HAMAS’ın bir hava gücü yok. Dolayısıyla ABD’nin müdahale etmesini gerektiren bir durum da yok. Ama hem iç politik sebeplerle hem de İran bu işe müdahale ederse ona karşı bir eylemde bulunmak için ikinci bir uçak gemisi yolluyorlar. Uçak gemileri yaklaşık 75 ile 90 uçak gemisi taşıyor. Günde 240 civarında sorti yapabiliyor. Yani günde 240 uçak askeri hedeflere yöneltilebiliyor. USS Nimitz’i de yola çıkardıklarını biliyoruz, bu da üçüncü uçak gemisi. ABD’nin elinde 11 uçak gemisi var, 9’unu herhangi bir zaman görev bölgesinde bulundurabiliyor. Uçak gemileri tek başına hareket etmezler, etrafında hava savunmasını da sağlayan suüstü ve sualtı koruyucuları olur. Buna ‘görev gücü’ deniliyor ve yine öyle geliyorlar.

‘GEMİNİN YAPACAĞI PEK BİR ŞEY YOK’

“İkinci uçak gemisinin Akdeniz’e ulaşması epey zaman alır, en azından bir hafta beklememiz lazım. Geldiği zaman, ilk uçak gemisi şu ana kadar bir şey yapmadığı için, onun da pek yapacağı bir şey yok. HAMAS ve Hizbullah’ı caydırmak ve Demir Kubbe’nin eksik yanlarını kapatmak gibi açıklamalar var. Demir Kubbe çok kısa menzilli çalışan bir sistem. Uçak gemileri ise daha ziyade balistik füzelere karşı savunma yapabilme kabiliyetine sahip. Üzerlerinde Aegis sistemleri var. Yanlarında Ticonderoga sınıfı kruvazörlerle geliyorlar. Bu kruvazörlerin de hava savunma kabiliyeti yüksek. Ama bunları gerektiren bir durum yok. Bu, İran’a karşı alınmış bir tedbir gibi görünüyor fakat ABD’nin İran’a karşı angaje olmasını engelleyen de birçok sebep var. Dolayısıyla İran çılgınca bir iş yapmadığı takdirde, ABD’nin böyle bir şeye kalkışacağını düşünmüyorum. İsrail’in de HAMAS ile cebelleşirken İran’a bir cephe açma lüksü pek olamaz. Ayrıca İsrail Hava Kuvvetleri, yedek pilotlarla ayakta duran bir seferberlik sistemine sahip. Yedek pilotların İsrail’deki anayasal zorlamalardan dolayı uçmayacaklarına dair beyanları var. Bunları aşmak için İsrail’de bir kabine değişikliği yapıldı ve birleştirici bir hükümet kuruldu. Muhalefetle iktidar bir arada hareket ediyor, o nedenle pilotların da direnci bir ölçüde azalmış olabilir. Ama şu an İran’a karşı bir harekâtı düşünen İsrail’in olmaması icap eder. Tabi olduğu takdirde bu uçak gemileri rol alacaklardır.

‘HAREKAT ÇAPI İRAN’A ULAŞMIYOR’

“Gemilerin üzerindeki uçakların yaklaşık 1800 kilometre harekat çapı var. Bu mesafe Akdeniz’den İran’a ulaşmaya yetmiyor. Ayrıca ABD’nin Basra Körfezi’nde 5. Filosu var. O da bir uçak gemisi grubu. Ancak onun hareketleriyle ilgili bir rapor işitmiyoruz. Onun işi daha zor çünkü etrafı İran kuvvetleri ve denizaltıları tarafından kuşatılmış durumda. Yani bunların hepsine bütünlüklü baktığımız zaman, bu uçak gemilerinin geliş sebebinde ağırlık noktası İran’ı caydırmak ve Amerikan iç kamuoyuna ‘Biz İsrail’in yanında hareket ediyoruz.’ mesajı vermektir. Bu yaklaşan ABD seçimlerinde önem taşıyor. Onun dışında Ukrayna’ya angaje olmuş bir Amerika, savunma sanayisinin bütün hatlarını seferber ettiği halde halen mühimmat açığını kapatamamış bir Amerika, Çin-Rusya yakınlaşmasından çekinen bir Amerika, nükleer tırmanmadan çekinen bir Amerika, Tayvan’la ilgili taahhütlerinden dolayı Asya’da güç konsantrasyonu yapma düşüncesinde olan bir Amerika; Akdeniz gibi dar bir alana uçak gemilerini sokarak fazla bir şey elde edemez. Kendi inisiyatifiyle bir şey yapmaz gibi görünüyor. Yaptığı takdirde, yani İran’a karşı İsrail’in istediği taarruzu yaptığı takdirde de başarılı olma şansı düşük görünüyor.”

TÜRKİYE İSTEDİĞİ ZAMAN HAVA SAHASINI KAPATIR

Amiral Kutluk, gemilerin üzerinde konuşlu uçakların Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’ye karşı görev yapma olasılığının da düşük olduğunu kaydederek, “Amerikalılar Suriye’de uçsa dahi Türkiye’ye karşı angaje olacak halleri yok. Türkiye’nin de elinde S-400’ler var ve istediği zaman orayı uçuşa yasak hale getirebilir.” dedi.

İsrail’in Gazze’ye yönelik harekatının başka cephelere de yayılma şansı olduğunu belirten Kutluk, “İsrail şu an Lübnan sınırında bombalama yapıyor. Golan Tepelerinde olabilecek karışıklıklara müdahale ediyor. Ancak bunlar her dönem yapılan işler. Özel bir yoğunluk almadığını düşünmek lazım. Açıkçası bu durum, Suriye’nin hava gücü bakımından güçsüz olmasının yarattığı bir etken. Yarın Suriye kendi gücüne sahip olduğunda, bunlar İsrail için kolay şeyler olmayacaktır.” ifadelerini kullandı.

Translate »