Perinçek: Suriye’de özerklik ve federasyon, ABD ve İsrail’in planıdır
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, ‘Suriye’de özerklik ve federasyon, ABD ve İsrail’in planlarıdır. Türkmeneli gibi kurgular, bu planı uygulamak için oltaya takılan yemdir. Irak’ta da aynı plan tezgâhlandı, sonuçlarını görüyoruz.’ ifadelerini kullandı.
Yayınlanma: 10 Aralık 2024, 13:10Güncellenme: 11 Aralık 2024, 08:12
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bugün İstanbul İl Merkezi’nde bir basın toplantısı yaparak, HTŞ’nin Şam’da hükümet oluşturduğu, PKK/PYD’nin ABD desteğiyle kukla bir devletçik kurma girişiminde olduğu ve İsrail’in Suriye topraklarına girdiği koşullarda Vatan Partisi’nin siyasetlerini açıkladı.
Perinçek, özetle şunları belirtti:
Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan, İsrail Lübnan’a saldırdığı zaman, sonraki hedefin Suriye ve arkasından da Türkiye olduğunu öngörmüştü (1 Ekim 2024, Meclis’in yeni dönem açılış konuşması). Bu öngörü kısa sürede doğrulandı. Şimdi İsrail, güdümündeki PKK/PYD Kukla Devletiyle Türkiye’nin sınırlarına dayanmış bulunuyor.
Dahası İsrail, kendi askeriyle Suriye’nin en yüksek dağı olan Cebel Şeyh’i (Hermon Dağı), Golan tepelerini ve Kuneytra’yı işgal etmiş bulunuyor.
İsrail ve ABD donanmaları Doğu Akdeniz’dedir. ABD, Yunanistan’ın Ege kıyılarında üslerini kurmuştur ve namlular Türkiye’ye bakmaktadır.
SURİYE ARTIK TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİNİN
VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜN ÖN CEPHESİDİR
Şam, Cebel Şeyh, Golan Tepeleri, Kuneytra, Humus, Hama, Halep ve Lazkiye’de olanlara okyanusların ötesinden, sıradağların arkasından bakmıyoruz.
Artık aklı başında olan bütün yurttaşlarımız görüyor: Suriye sahasında yaşananlar, Türkiyemizin geleceğini Diyarakır’da, Urfa’da, Van’da, Antalya’da, Samsun’da, Yozgat’ta, İstanbul’da ve Trabzon’da olanlar kadar ilgilendiriyor.
Suriye, artık Türkiye’nin güvenliğinin, toprak bütünlüğünün ve Üretim Devriminin ön cephesidir.
BİDEN VE NETANYAHU
SURİYE’Yİ BÖLDÜKLERİNİ İLAN ETTİLER
HTŞ silahlı güçlerinin Şam’a girmesinden hemen sonra ABD Başkanı Biden ve İsrail Başbakanı Netanyahu, Beşar Esat yönetimini devirme ve Suriye’yi bölme harekâtını kendilerinin yaptığını bütün dünyaya ilan ettiler.
Daha önemlisi, İsrail Ordusu Suriye topraklarına girdi ve hükümetsiz ve ordusuz bırakılan Suriye’nin askerî tesislerini imha etti. ABD filoları ise, Suriye’de 75 ayrı yeri bombalayarak “Kara Kuvveti” olarak ilan ettiği PKK/PYD teröristlerini koruyor ve önlerini açıyor.
ŞAM’DA HTŞ YÖNETİMİ
Şam’da ise yönetim, artık HTŞ’nin elindedir. İdlib’in Başbakanı Muhammet El Beşir, Şam’da başbakan koltuğuna oturtuldu.
İsrail askeri, Suriye topraklarına girerken, HTŞ silahlı güçleri İsrail’e sırtını dönmüş bulunuyor. HTŞ’nin iktidarı ele geçirmesi durumunda Türkiye’ye dirsek çevireceğini yöneticilerimize ve kamuoyuna açıklamıştık. Artık HTŞ, Ankara’nın denetiminde değildir.
YIKILAN UTANMA DUVARLARI
ABD emperyalizminin ve İsrail’in güdümündeki bütün medya, HTŞ’yi cilalamak uğruna utanma duvarlarını yıkmış bulunuyor. Onlarla birlikte Suriye’nin parçalanmasını bayram yaparak kutlayanlara sesleniyoruz:
◾️ Zillerinizi takın, İsrail, Golan Tepeleri’ni ve Hermon Dağı’nı ele geçirdi.
◾️ Teflerinizi çalın, İsrail Filistin’i bu kez Kuzeyden de kuşatıyor.
◾️ Kadehlerinizi Netanyahu’nun ve Biden’ın zaferi için kaldırın.
ABD’NİN STRATEJİK HEDEFİ: KUKLA KÜRDİSTAN (İKİNCİ İSRAİL)
Bugün Suriye sahnesinde ABD silahlı güçleri, PKK/PYD’yi koruma görevi yapmaktadır.Bir kez daha vurgulayalım: Suriye’nin bölünmesinde ABD’nin biricik hedefi, tıpkı Irak’ta olduğu gibi, federe ya da özerk bir Kürt devletçiği kurmaktır.
Washington yönetiminin Batı Asya’daki stratejik hedefi ise, Kürdistan adı altında İkinci İsrail devletçiğini kurmaktır.
ABD, bu hedefe ulaşmak için,
◾️ 1991 ve 2003 yıllarında Irak’a saldırmasından bu yana ABD bu hedefe ilerliyor. Önce Irak’ı böldü ve kuzeyinde Kürdistan Özerk bölgesini kurdu.
◾️ Böldüğü Irak’ın kuzeyinde PKK Terör örgütüne alan açtı ve silah sağladı.
◾️ 2011 yılında Suriye’de iç savaş tezgâhladı ve 13 yıl süren bu savaşın sonunda Suriye’yi böldü ve PKK/PYD Terör Devletçiğini kuruyor.
◾️ Şimdi hedefleri Diyarbakır’dır. Çünkü Türkiye Kürtleri olmadan, “Kürdistan” olmaz.
ABD’NİN STRATEJİK PİYONU: PKK/PYD
ABD stratejisinde PKK olmadan “Kürdistan” devleti kalıcı olamaz ve yönetilemez. Çünkü Türkiye Kürtleri, askerî, toplumsal, kültürel, örgütsel açıdan Kürtlerin en gelişmiş, en örgütlü ve en savaşkan olanıdır.
Bu nedenle PKK, ABD’in stratejik piyonudur. ABD yöneticilerinin belirttikleri gibi, PKK/PYD, ABD’nin Kara Kuvvetidir.
PKK’NIN STRATEJİK EFENDİLERİ: ABD VE İSRAİL
PKK’nın stratejik efendileri ise, ABD ve İsrail’dir. Çünkü sözde “Kürdistan” planı, Türkiye, İran, Irak ve Suriye gibi dört önemli ülkeyi hedef almaktadır. Bu ülkeleri dize getirmek için, ABD ve İsrail’in gücüne başvurmak, bir tercih değil, zorunluluktur.
VATAN PARTİSİ’NİN GÜNCEL SİYASETLERİ
1. Türk Silahlı Kuvvetleri ve yönettiği kuvvetler, bugün oluşan koşulları derhal değerlendirerek, Suriye ve Irak topraklarında PKK ve YPG’yi temizlemelidir.
2. Türkiye, komşusu Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve siyasal birliğinin sağlanması için bütün olanakları kullanmalıdır. Suriye’de özerklik ve federasyon, ABD ve İsrail’in planlarıdır. “Türkmeneli” gibi kurgular, bu planı uygulamak için oltaya takılan yemdir. Irak’ta da aynı plan tezgâhlandı, sonuçlarını görüyoruz.
3. Komşumuz Suriye’nin Aydınlanma ve Hoşgörü kazanımlarını koruması desteklenmelidir.
4. Filistin’in bu kez de Suriye üzerinden kuşatılmasına karşı bütün bölge ülkelerinin dayanışmasını seferber etmek, Türkiye için bir güvenlik görevidir.
5. Suriye halkının yabancı müdahaleden arınmış bir ortamda, özgür ve demokratik seçimlerle kendi yönetimini belirlemesi desteklenmelidir.
6. Türkiye, komşuları Rusya, İran, Irak, Lübnan, Filistin ve diğer bölge ülkeleriyle birlikte Suriye halkının ABD ve İsrail işgalinden kurtulmak, bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne ve siyasal birliğe sahip, özgür bir Suriye kurmak için vereceği mücadelenin başarısı için elinden gelen bütün komşuluk ve kardeşlik görevlerini yerine getirmelidir.
7. Vatan Partisi, Türkiye’nin Bağımsızlık, Vatan Bütünlüğü ve Üretim Devrimi için devrimci bir kararın eşiğinde bulunduğu koşullarda, Üreticilerin Millî Hükümetinin kurulması hedefiyle mücadeleyi önüne koymuştur ve bu hükümette sorumluluk üstlenmek için milletimizden yetki talep etmektedir.
‘SURİYE 7 GÜNDE YIKILMADI 13 YIL DİRENDİ’
Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Basında çıkan Şam’ın yedi günde düştüğü iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Perinçek, Suriye’nin 13 yıldır direndiğine dikkat çekti:
“Şimdi basında Şam bir hafta içinde düştü deniyor. Hayır, 2011 yılından bu yana 13 yıldır devam eden bir iç savaş var. Bu 13 yıl içerisinde ABD, İsrail, bazı bölge ülkeleri onlarla beraber Suriye’deki iç savaşı fesatla, fitneyle kışkırttılar. Türkiye’de Ahmet Davutoğlu da oradaki iç savaşta taraf oldular. Hatta bugün güya şükür namazı kılıyormuş. Netanyahu ve Biden’la birlikte namaz projeleri vardı.
“Yani Suriye 13 yıl savaştı. O bakımdan 7 gün direnemeyen bir Suriye masalı yanlış. 13 yıl direndi, hem de dünyanın çok büyük kuvvetlerine karşı, ABD ve İsrail’e karşı, dış müdahalelere karşı. Suriye ekonomisini çökerttiler, Suriye askerini ve halkını ekmeğe muhtaç hale getirdiler. 13 yıl boyunca tanka, topa, tüfeğe, yaptırımlara, bombalara, füzelere karşı direnen bir Suriye…”
‘SURİYE’NİN MEŞRU MUHALEFETİ PARTİMİZLE İLİŞKİ KURDU’
“İsrail tehdidine karşı bölge ülkeleriyle bir temasınız olacak mı?” sorusuna Perinçek şöyle yanıt verdi:
“Vatan Partisi olarak Rusya, İran, Venezuela, Belarus, Cezayir ve Çin Halk Cumhuriyeti’yle bu süreçleri sürekli konuşuyoruz. Onlardan bilgiler alıyoruz. Biraz evvel sunduğumuz bilgileri de hem kendi iç cephemizden hem de bölgeden aldığımız ve bu devletlerden aldığımız bilgilerle doğrulanmış bilgilerdir.
“Bunun dışında Suriye’nin meşru muhalefeti, partimiz ile Ankara’da ilişki kurdu. O ilişkilerde de çok önemli bilgiler edindik. Yani geçmişte BAAS yönetiminde Beşar Esad’la birlikte yer almış fakat daha sonra Beşar Esad’ın sert politikalarına muhalefet etmiş olan eski Başbakan Riyad, eski Savunma Bakanı Abdülmenaf’ın teslim ettiği meşru muhalefet ile Vatan Partisi’nin ilişkisi var. Onlardan bilgi alıyoruz.”
‘SAVAŞ YENİ BAŞLADI’
Perinçek, Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşü hakkında gelen soruya da yanıt verdi:
“Suriye’de savaş yeni başladı. Suriye’de evet 2011 yılından beri bir iç savaş var ama girdiğimiz yeni dönemde de savaş yeniden başlamış durumdadır. Şam’ı kim ele geçirdi? Birleşmiş Milletler listesinde dahi terörist diye anılan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmen terörist diye kabul ettiği, bölge devletlerinin resmen terörist diye kabul ettiği bir örgüt Şam’a başbakan tayin etti.
“Bu örgüt, Suriye’nin mezhep bütünlüğü, birliği; mezhepler ve milliyetler arasında kardeşliği gibi önemli gelenekleri temsil edebilecek, bunları uygulayabilecek bir karaktere sahip değil. Göz boyamak için bazı uygulamalar var ve bunlar sürekli televizyonlara yansıtılıyor.
“Ama görüyoruz, ABD ve İsrail’in federasyon, konfederasyon veya özellik planları şu soruları gündeme getiriyor: Bu arazi kimin olacak, bu nehir kimin olacak, bu su kim olacak, o tarla kimin olacak, çöller, kayalar, denizler, limanlar kimin olacak? Bu sorular gündeme geliyor ve bu sorunun cevabı silahla çözülür. Bu sorunun cevabı birilerinin söylediği gibi masalarda sulh ve selamet içinde çözülmez.
Sonuç itibariyle Suriye bir iç savaş döneminden bu sefer de yine silahların konuştuğu, mezhepler, kabileler ve aynı zamanda büyük devletler, komşular arasında bir mücadele ve silahlı tokuşma, çarpışma sürecinin içine itilmiştir.
Dolayısıyla televizyonlara kimse kanmasın. Hangi insan Türkiye’ye gelmiş Suriye’den, ondan sonra bombaların atıldığı, füzelerin atıldığı, droneların, sihaların tepelerde uçtuğu, İsrail’in güneyden işgal ettiği, ABD’nin bulunduğu böyle bir araziye. Kim gidecek? Diyelim 10 yıl evvel, 12-14 yıl evvel orada bir dükkânı varmış. Gidip dükkânın kapısını açtığı zaman onu kim karşılayacak? Evi varmış. Evinin zilini, kapısını çaldı. Sırtında, yükleriyle Türkiye’den geldi. Ondan sonra gitti, evin kapısını çaldı. Kim açacak o kapıyı?
Bu da bir Amerikan ve İsrail propagandası. Türkiye’yi kandırmak için. Ondan sonra Suriye’ye sulh ve sükûn geldi… Herkes orada evine, yurduna, tarlasına, dükkânına, fabrikasının başına dönüyor şeklindeki televizyonların aldatmacası herhalde ikna edici olamaz. En azından bizi ikna edemez.”
Kaynak:Aydınlık